Menü

Bir Ergenle yaşamak!

5 Ocak 2017 - Makaleler
Bir Ergenle yaşamak!

Çocuk ergenlik çağına geldiğinde, bu dönemin getirdiği türlü zorlanmalarla karşılaşır. Bu dönem ergende olduğu gibi anne babanın da yeni uyum yöntemleri geliştirmesini gerekli kılar.

Bu dönemde ergenin çözmesi gereken en önemli sorunlardan biri, anne-baba kavramında yapmak zorunda olduğu değişikliktir. Bu, sadece bir bağımsızlık isteği değildir. Bundan da öte, kendisine bu güne değin kılavuzluk etmiş olan dayanakların da değiştirilmesi isteğidir, anne-baba, ergenin gözünde değerlerini geçici olarak yitirebilir. Anne babaların yakınmaları “Çocuğumuz bize karşı çok değişti, artık ne desek ona batıyor, her söylediğimize karşı geliyor.” şeklinde kendini bulmaktadır.

Bu yakınmalarla birlikte paniğe kapılan anne babalar, çoğu zaman eski rollerini devam ettirebilmek için çeşitli arayışlara da girebilmektedirler. Gencin üzerinde baskı kurma çabası ya da onun isteklerine hep onay vermek gibi sakıncalı anne-baba tutumları bu dönemde daha bir önem kazanmaktadır.

Ergen, bir yandan, anne babayla olan çatışmalarını çözmeye çalışırken, öte yandan toplumun değer yargılarıyla da bir hesaplaşma sürecini yaşamaktadır. Kendine ve dünyasına bir anlam verebilmesi için bu kaçınılmazdır.

Anne babalara daha pratik bilgiler vermek amacıyla, ergenlik çağında doğal karşılanması gereken sorunları sıralamamda yarar vardır. Çoğu anne baba ergenlik çağına özgü bu değişimlerin sadece kendi çocuğunda olduğunu düşünerek endişelenmektedirler. Oysa bu dönemde ortaya çıkan sorunlar, dozu ve de aşaması farklı olabilmekle birlikte her ergende görülebilmektedir.

Kısaca özetlemek gerekirse;

Ergenlik Dönemi Sorunlarına Karşı Anne-Babalara Öneriler

Sorunun kaynağında çoğu zaman, aşırı koruyucu, engelleyici, yasaklayıcı ve sorunlara karşı duyarsız anne baba modeli vardır. Böylesi tutumlar, içe dönük ve yalnız kişilik yapısının oluşmasına yol açar. Eğer anne baba sorunlara karşı ilgisiz ve zorlayıcı ise ve karı koca arasında çatışma varsa, onların çocukları saldırgan ve antisosyal davranışlar sergileyebilirler.

Çocuklarına sürekli tutulmayan sözler veren, sevgi ve güven duygusunu pek az yaşatan ve “Çocuklar bunları zaten bilirler.” diye düşünen anne babaların çocukları da, sağlıklı bir iletişim kurma konusunda sorunlar yaşarlar.

İlk rollerini anne ve babadan öğrenmiş olan gençler, artık bunları uygulamak isterler. Bir birey olarak kabul görmek onlar için çok önemlidir. Çoğu anne baba bu dönemde çifte standardını sürdürmektedir. İşlerine geldiğinde “Sen daha çocuksun.”, işlerine geldiğinde “Sen artık kocaman oldun, çocuk musun?” demektedirler. Bu tutum gençte öfkeyi artırır ve güvensizliği körükler.

Bir başka önemli nokta ise, genci engellemeye çalışırken “Sana güveniyoruz ama başkalarına güvenmiyoruz.” masalıdır. Kimi gençler bundan dolayı çevresine karşı aşırı güvensiz ve kaygıyla bakmakta, kimileri de bunu kandırılma olarak algılayıp anne babaya öfke duymaktadır. İletişim giderek azalmaktadır. Anne babalar kendi beklentilerine uygun çocuklar istemekte ve onları sürekli olarak değiştirmeye çabalamaktadırlar. Genç ise buna direnmekte, böylece aile içi bir güç savaşı başlamaktadır. Engellenmeler, gençte öfke doğurur. Anne babalar ise saygı görmek ister ve bunca yıllık emeklerinin karşılığının bu mu olacağını sorarlar. Böylece çatışma büyür. Bu dönemde analık ve babalık zordur. Çoğu anne baba bu dönemde gerçek rollerinin dışına çıkarak, öğretmen, arkadaş, sırdaş vb. rollere bürünmek isterler ve doğal olarak başarısızlıkla karşılaşırlar. Kendilerini yetersiz hissederler çocuklarında bir sorun olduğunu düşünmeye başlarlar. Hâlbuki yaşananlar doğaldır.

Bu dönemde gençler, tedirgindir, zor beğenir, çabuk tepki gösterir, kendisine tanınan hakları yeterli görmemeye başlar, yemeğe geç gelir, ilgileri çabuk değişir ve sabit kalmaz; bundan dolayı anne babalar onları maymun iştahlı olmakla suçlarlar.

Bedeni ile ilgili ayrıntılar onun için çok önemlidir. Gizlilik önemlidir, odasına kapanır ve oraya girilmesini istemez, odası onun kişiliğinin bir parçasıdır. Odasına izinsiz girerek hata yapmayın.

Genç öfkelendiği zaman ya pasif olarak ya da aktif olarak tepki verecektir. Ders çalışmayarak öç alır ve öfkesini pasif olarak gösterir, ya da fevri bir davranışla herkesi kırıp kendisine bile zarar verebilir.

Anne babanın çelişkilerini yüzlerine vurmaya son derece meraklı olabilir. Çoğu zaman karşı olmak için karşı çıkar, kendi gücünü sınamaktadır.

Bu dönemdeki hızlı cinsel gelişim onu hazırlıksız yakalar ve bunaltır. Bedensel büyüme ve gelişme hızlanmakta, buna karşılık ruhsal olgunlaşma ise yetersiz kalmaktadır. Deneyim ve rol repertuarları sınırlıdır, bu da onda kaygı uyandırır. Bu dönemde anne babanın desteği önemlidir. Cinsel gelişimleri ile ilgili soruları olursa sağlıklı bilgi verilmeli, korkutmamalı, gerekirse uzmanından yardım almalıdırlar.

Dinlemek ve empati, sahip olunması gereken iki önemli beceridir. Çocuklarımızı ya dinlemiyoruz ya da kendimizi onların yerine koyamıyoruz. Siz bunlardan olmayın…

Çocuğumla Nasıl İletişim Kurabilirim?

Başkalarının yanında çocuğunuzu eleştirmeniz ya da uyarmanız, çocuğunuzun size gücenmesine ve kızgınlık duygularına neden olabilir ve size olan güven duygusunu zedeleyebilir. Çocuğunuzla konuşurken, gerekmiyorsa başkalarını konuşmanıza katmayın ve mümkün olduğunca çocuğunuzla yalnızken konuşun.

Çocuğunuzla konuşurken fiziksel olarak onunla aynı seviyede olmaya dikkat edin, tepesinden bakmak yerine eğilin ve göz hizasında iken onunla konuşun.

Eğer, çocuğunuza kızgınsanız, onunla konuşmak için sakinleşmeyi bekleyin. Aksi halde objektif olamayabilirsiniz.

“Neden öyle olduğunu ya da neden öyle davrandığını” sormak yerine “Ne olduğunu” sorun.

“Ben sözümü bitirdikten sonra konuşacaksın, senin için en iyisinin ne olduğunu biliyorum, sadece söylediğimi yap” gibi cümleleri azaltmaya çalışın, bu tür konuşma biçimi açık iletişimi engeller ve daha sonra çocuğunuzun sizinle açık iletişim kurma olasılığını azaltabilir.

Hakaret içiren ya da aşağılayıcı sözcükler kullanmayın.

Konunun çözümü için, çocuğunuzun adım adım bazı tedbirler planlamasına yardım ve öncülük edin.

Yaptıklarıyla ya da yapmadıklarıyla onu yargılamayın. Çocuğunuza, onu olduğu gibi kabul ettiğinizi gösterin.

Çocuğunuzun sizinle iletişim kurma çabasını destekleyerek açık iletişimin sürdürülmesine yardımcı olun.

Çocuğumu Bilgisayarın Başından Kaldıramıyorum !

İnternetin günlük yaşama girmesi sanal ortamda iletişim olanaklarının artması hepimizi ve çoğunlukla da çocukları bilgisayar başına adeta bağladı. Bilgisayarların yalnızca chat (sohbet), oyun, surf (Internette gezinti) amacıyla kullanılması ise anne babaları endişelendirmeye başladı.

Çok iyi bilinmelidir ki, bilgisayar kullanmak ya da internetten faydalanmak tek başına kişinin yaşamına asla olumsuz etkide bulunmuyor. Olumsuz etki ancak kişinin bilgisayarı veya interneti ya da chat gibi iletişim araçlarını yanlış kullanması sonucu ortaya çıkabiliyor.

NEDEN ?

İletişim kurmada kolaylık sağlıyor: Chat günlük yaşamda kolay iletişim kuramayan çocuk ya da gençlere iletişim ve birçok kişiyle tanışma olanağı sunuyor. Sanal ortamda bireyler kendilerini daha kolay ifade edebiliyorlar. Günlük yaşamda kendilerini ifade etmekte güçlük çekenler bile sanal ortamda kendileri veya başkaları ya da tanınmak istedikleri gibi olabiliyorlar.

Sosyal ortam sunuyor: Interaktif araçlar (iletişim araçları) aracılığıyla sunulan iletişim olanağı bireylere bir gruba ait olduklarını hissettiriyor. Bireyler üye oldukları gruplar içinde bir yerleri olduğunu hissediyorlar. Bu durum günlük yaşamda iletişim kurmada ve sosyal ortamlara katılmada güçlük yaşayan bireylere kolaylıklar sağlıyor. Bireyler bu gruplar içinde onaylandıklarını, kabul edildiklerini hissediyorlar.

İnsanlarla daha yakın ilişkiler kurmayı sağlayabiliyor: İnternet sunduğu iletişim olanağı bireyleri günlük yaşamda olduğundan daha çok yakınlaştırabiliyor. Bireyler bu ortam içinde içlerinden geldiği gibi iletişim kurup yakınlaşabiliyorlar. İnternet yüzünü görmedikleri insanlarla dertleşmek daha kolay olduğu için bireyler daha derin ilişkiler kurabiliyorlar.

Çocuk ya da genç, olmak istediği kişi gibi davranabiliyor: İnternet aracılığıyla hayallerindeki kişi olmak çok kolay. Bir insan, sosyal ilişkiler kurmada zorlanan, utangaç ya da yeterince kendine güvenli olmayan biri olsa bile, İnternet ortamında olmak istediği kişi gibi davranabiliyor.

Gerçeklerden kaçabilmeye yarıyor: Bilgisayar oyunları ya da İnternet üzerinden sunulan içerik çok renkli, hızlı, görsel ve işitsel efektler tarafından zenginleştirilmiş olduğu için çocuğun ya da gencin, bilgisayar başında keyifli uzun zaman geçirmesine yardımcı oluyor. Bu da günlük sıkıntılar ya da sorunlardan uzaklaşmak isteyen çocuk ve gençleri bilgisayar başına çekiyor.

NE YAPMALI?

Sanal yerine doğal ortam:

Yukarıda yazılan tüm maddelere karşılık gelecek gerçek kişiler – ilişkiler – davranış kalıpları’nın doğal yollarla hayatlarına girmesine destek olmak.  Çocuklarınızı arkadaşları ile doğal yollardan görüşmeleri için yönlendirebilir, onlara yeni olanaklar yaratabilirsiniz. Yaz kampları, hafta sonu doğa yürüyüşleri, evde ve bahçede yapılabilecek etkinlikler, hobiler, spor karşılaşmalarının izlenmesi gibi aktif ve doğal etkinliklere katılmasına yardımcı olabilirsiniz. Aile ilişkileri akraba ilişkileri komşu ilişkileri mahalle kültürü vb. etkileşim içinde olduğuna emin olmalı ve takip etmeliyiz.

Profesyonel Yardım:

Bunları yaptığınız halde çocuğunuzun giderek bilgisayar oyunlarına, bilgisayarda sohbet etmeye bağımlı bir hale geldiğini gözlüyorsanız ve bu durum çocuğunuzun okul başarısını, sosyal yaşamını olumsuz etkiliyorsa, bir psikologdan yardım alabilirsiniz.

Denizli Özel PEV Amiroğlu Fen Lisesi Rehber Öğretmen