Menü

Varoluş ve Yaşam

4 Nisan 2017 - Makaleler
Varoluş ve Yaşam

“Her zaman yaşam nehriyle birlikte git. Asla akıntıya karşı gitmeye ya da nehirden hızlı akmaya çalışma.”

-OSHO-

Unutmaman gereken şey yaşamın kısa değil sonsuz olduğu ve bu yüzden de aceleye hiç gerek olmadığıdır. Acele etmek yalnızca bir şeyleri kaçırmana neden olur. Varoluşun acele içinde olduğunu gördün mü hiç? Mevsimler zamanında gelir, çiçekler zamanı gelince açar, ağaçlar hayat kısa diye hızla büyümek için koşuşturmazlar. Tüm varoluş yaşamın sonsuzluğunun farkında gibi görünüyor, ya biz?

Bizim sorunumuz, mutluluk kavramından çıkardığımız anlam.

Bizim sorunumuz, bu kısacık ömürde elde edersek mutlu olacağımızı sandığımız şeylerin peşinden gözü kaplı koşmak.

Mutluluğu, sahip olduklarımızın tersine, hep arayışında olduğumuz ve olacağımız bir şey olarak görüyoruz. Belirli şeylerin mutlu olmamıza yeteceğini sanıp hedefler koyuyor, planlar yapıyoruz, daha fazla para, daha fazla ayakkabı ya da ev, araba vb.

Sonra, bu sıraladıklarımıza kavuştuğumuzda, neden hala aynı hissettiğimiz sorusunu cevaplayamıyoruz. Olay şu ki, kimse mutluluğun ne olduğunu veya nasıl ulaşacağını bilmiyor (aslında ona sahip olsalar da…)

Ama, eğer kendimizi, mutluluğun kendi kafamızda yarattığımız bir çerçeve olduğu teorisine inandırırsak, üzerinde uğraşmamız ve kabul etmemiz gereken birkaç şey kalıyor;

 

Her şeyi kontrol edemezsiniz, bunu kabullenin.

Değiştiremeyeceğiniz şeyleri takıntı yapmak yerine değiştirebileceğiniz şeylerin kontrolünü ele alın.

Aynı şeyleri yapmaya devam edip farklı sonuçlar bekleyemezsiniz. Hayatınızın değişmesini istiyorsanız bazı değişiklikler yapmanız gerekiyor.

 

Hayatınız, planladığınız ya da beklediğiniz şekilde ilerlemeyebilir.

Herkesin 5 ya da 10 sene sonraki hayatı hakkında birkaç fikri vardır.

Bundan dolayı, her birimiz, kendi yarattığımız gerçekleşmemiş beklentilerin gölgesinde yaşarız ve kendimizi “Şimdiye kadar zengin olurum sanmıştım.” ya da “Şimdiye kadar evlenirim sanmıştım.” tarzında cümleler kurarken buluruz.

Gerçek şu ki, hayatınız gözünüzde canlanandan çok farklı yönde ilerleyebilir, ama çıktığınız yolculuğun farklı olması aynı yere varamayacağınız anlamına gelmez.

 

Yol engellerle dolu olacak.

Sorunlarınızı değil sahip olduğunuz iyi şeyleri sayın. Hayatınız hiçbir zaman mükemmel olmayacak, çünkü öyle bir şey yok. Zamanımızın çoğunu, sahip olduğumuz harika şeylere odaklanmak yerine nelerin daha iyi olabileceği hakkında yakınarak harcıyoruz.

Sorun şu ki, yetersizliklere odaklanarak hiçbir zaman mutlu olamazsınız çünkü bir süre sonra tek görebildiğiniz şey onlar olur.

 

Hayatınızın tam olarak olması gerektiği gibi ilerlediğini kabul edin.

Bazı şeylerin olması gerektiği için gerçekleştiğini düşünürüz, çünkü buna mecburuz. Her ufak hareketin daha fazla rastgele şeyler doğurduğunu ya da en küçük kararların bile gelecekteki etkisinin devasa olduğunu düşünmek fazlasıyla korkutucu…

Ne olması gerektiği hakkında kafa yormayı bırakın ve şu an yaşadığınız şeyi yaşayın – bir sebebi var ki oluyor.

 

Kontrol edebildiğiniz çok şey var zaten.

Gerisi şans ve zamanlama ile alakalı… Hikayenize biraz inanın, henüz bitmedi. Şu an mutsuz olsanız bile, 24. bölümden sonra hikaye yön değiştiriyormuş diye duydum. J

 

Hatalar yaptınız ve büyük ihtimalle yapmaya devam edeceksiniz.

Dünyanın sonu değil.

Her pişmanlık sonrası kafayı yemek yerine, kendinize “Bir sene sonra önemli olacak mı?” diye sormayı deneyin, eğer cevap “hayır” ise saatler boyu üzülmenizi gerektirecek bir şey değildir belki de.

 

Herkesi memnun edemezsiniz.

Herkesi mutlu etmek için çok fazla zaman harcarsanız, kendiniz dışında herkesi memnun etmiş bulursunuz kendinizi.

Arada bir hayır demeyi öğrenin, bazen, sadece sizin için önemli olan şeylere odaklanmanız gerekebilir.

 

Bazı şeyler kontrolünüz dışında gelişir, bırakın olsunlar.

Kontrol edemediğiniz şeylerle savaşmak sadece enerji kaybına yarar.

Bir tabağı fırlatıp parçaların gideceği yerleri kontrol etmeyi bekleyemezsiniz. Zor zamanlar geçirirken, parçaların nereye isterse oraya düşmesine izin vermek, ondan sonra birleştirmeye çalışmak en iyisi olacaktır.

 

Hedefler seçin, sonra onları yıkın.

Hayat ihtimallerle dolu olduğunda daha heyecanlı. 🙂

Amaçlarınızı belirleyin ve istediğiniz bir şeye ulaşmak için uğraşın. Ancak bunu yaparken, mutlu olmanın, istediğiniz her şeye ulaşmak olmadığını hatırlamaya çalışın, onlara ulaşmaya çalışırken ne kadar eğlendiğiniz ile ilgilenin.

 

 

Muhammet EROĞLU

Rehber Öğretmen

Denizli Özel PEV Amiroğlu Fen Lisesi Rehber Öğretmen