Menü

Konuşma Becerisine Dair Bir Araştırma

27 Aralık 2013 - Makaleler
Konuşma Becerisine Dair Bir Araştırma

Serbest Konuşma Etkinlikleri10-12 Yaş Arası İlköğretim Öğrencilerinin Konuşma Yeterlilikleri ve Konuşma Becerisinin Geliştirilmesine Yönelik Atölye Örnekleri

 Mustafa Şahan, 5. Uluslararası Türkçenin Eğitimi-Öğretimi Kurultayı, 05-06 Temmuz 2012, Mersin

Özet: En yaygın ve doğal anlaşma aracı konuşmadır. Konuşma düşüncelerin, duyguların ve bilgilerin seslerden oluşan dil aracılığıyla aktarılmasıdır (Demirel,1999:40). Konuşma yeteneğinden mahrum olan insanlar, toplumla uygun bir iletişim kuramamaktadırlar. Bu insanların yaşamda başarıyı yakalaması da zor olmaktadır. Bu yüzden ana dil eğitiminde konuşma yeteneğinin geliştirilmesine gerekli önem verilmeli ve öğrencilere yeterli pratik olanağı sunulmalıdır (Özbay, 2005:177).

Konuşma becerisi, konuşma sürecinde yaşanan psikolojik, devinimsel, dilbilgisel ve bilişsel öğelerden dolayı öğrencilerin genellikle en çok zorlandıkları dil becerileri arasındadır. İlk verilere göre sürece dayalı, öğrenci merkezli ve yaratıcı ders içi etkinliklerin bu becerinin gelişimine katkısı olacağı düşünülmektedir.

Bu bildiride ilköğretim beşinci ve altıncı sınıflarda kullanılan modern eğitim-öğretim tekniklerinin seçkin uygulama örnekleri ve ortaya çıkan somut verileri yer almaktadır.

Bu çalışmada nicel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Somut veriler, Denizli ilindeki özel bir ilköğretim okulunda öğrenim gören 5. ve 6. sınıflardan elde edilmiştir. Yapılan etkinlikler, başka ilköğretim okullarından farklı olarak 5. sınıflarda sınıf öğretmenleri yerine branş öğretmenleri tarafından gerçekleştirilmektedir. Ayrıca bu çalışma, Milli Eğitim Bakanlığınca ilköğretim birinci kademede uygulanması düşünülen temel derslere branş öğretmenlerinin girmesi uygulamasına yönelik ön bilgi vermesi açısından somut örnek teşkil etmektedir.

Anahtar Sözcükler: Konuşma becerisi,  konuşma etkinlikleri, konuşma eğitimi

 1. Giriş

İnsanlar doğuştan gelen bir konuşma yeteneğiyle dünyaya gözlerini açarlar. Konuşma yeteneği doğuştan gelir fakat kişinin düzgün ve doğru konuşabilmesi okul hayatında alacağı konuşma eğitimine bağlıdır. Eğitim kurumlarındaki konuşma derslerinin genel amacı, öğrencilere duygu, düşünce, gözlem, hayal ve isteklerini dil kurallarına uygun ve etkili biçimde anlatma becerisi kazandırmaktır (Özbay, 2005:121).

Birey, ailede öğrendiği konuşmayı okul çağına gelene dek çevresi ile şekillendirmeye devam eder. Bu şekillenme esnasında birey, konuşma becerisini güçlü kılmaya ve kendini ifade etmeye çalışır. Bu süreçte çevrede öğrenilen her kelime ve her türlü vurgu ana dili şekillendirmeye başlar. Ancak bu gelişme konuşma becerisinin her zaman olumlu yönde seyredeceği anlamına gelmemektedir. Çocuğun model alma yoluyla anadil öğrenimini gerçekleştirdiği ve dinleme becerisinden hareketle anadilini öğrendiği göz önünde bulundurulursa konuşma bozukluklarının içerisinde büyüyen bir çocuğun dinlediği gibi ifade etme yoluna gitmesiyle konuşma bozuklukları ile okul çağına gelmesi her daim mümkündür. Hatta yetersiz eğitimler sebebiyle bu durum çocuğun yaşamı boyunca değiştiremediği bir eksiklik olarak devam etmektedir.

Burdurlu ve Kantarcı (1971: 102), okul öncesi ve okulun ilk yıllarında gerçekleşen bu olumsuz durumu maddeler halinde kısaca özetlemektedir:

a-      Öğrenci, evde gereği gibi güdümlü olarak eğitime uygun bir biçimde konuşturulmaz,

b-      Yakın çevresinde, konuşmaları gelişmiş kişilerle karşılaşmaz,

c-      Yaşına göre film ve tiyatro seyredemez,

d-      Yaşına göre fazla sayıda kitap okuyamaz,

e-      Okulda sınıfların kalabalık olması nedeniyle bol bol konuşma fırsatı bulamaz,

f-       Ailesi içinde çok düzgün konuşmalar dinleyemez.

Çocuğun içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik çevre göz önünde bulundurulduğunda konuşma becerisini geliştirebileceği en iyi ortam okul, bu konuda model alabileceği en iyi kişi de öğretmenidir. Eğitim öğretim döneminde öğrenci evden daha çok okulda iletişim etkinliklerinde bulunmaktadır. Bu durum bir fırsat olarak değerlendirilmeli ve okulda somut adımlar atılmaya başlanmalıdır. Bu bakımdan Türkçe derslerinde konuşma becerisinin geliştirilmesine yönelik etkinlik sayısı arttırılmalı ve model konumundaki öğretmen de olumlu bir model olma yolunda kişisel gelişimini ilerletmelidir.

2. Çalışmanın Amacı

 Çalışma, öğrencilerin konuşma yeterliliklerini belirlemeyi, bu konuda öğrencilerde farkındalık yaratmayı, konuşma becerisinin geliştirilmesine yönelik ders içi yaratıcı etkinlikler geliştirmeyi ve bu etkinliklerin öğrenciler tarafından uygulanmasını sağlayarak öğrencilerdeki konuşma becerisinin gelişimine yönelik veriler tespit etmeyi amaçlamaktadır.

3. Çalışmanın Sınırlılıkları

 Çalışma evren ve örneklem bölümünde anlatılan öğrenci grubuyla, çalışma amacına hizmet eden kapalı uçlu sorularla ve uygulama yapılan okulla sınırlıdır.

 4. Yöntem ve Teknik

4.1. Araştırmanın Yöntemi ve Kullanılan Diğer Teknikler

 Araştırmanın yöntemi olay ve olguları doğal koşulları içerisinde incelemeyi hedefleyen alan araştırması yöntemidir. Olay ve olguları betimlemek için anket kullanılmıştır. Ayrıca konuşma becerisinin geliştirilmesine yönelik yapılan etkinliklerde yaratıcı drama, mikro öğretim, gösterip yaptırma ve model olma gibi yöntem ve tekniklere de başvurulmuştur.

 4.2. Evren ve Örneklem

 Araştırmanın çalışma evrenini Denizli Özel PEV İlköğretim Okulunda öğrenimlerine devam eden beşinci ve altıncı sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. Bu evrenden 48’i beşinci, 56’sı altıncı sınıfa devam eden toplam 104 öğrenci örneklem olarak seçilmiştir.

4.3.Ölçme Aracı

 Araştırmada öğrencilerin konuşma becerilerine yönelik tutumlarını ve güzel konuşma hususundaki düşüncelerini belirlemek için araştırmacılar tarafından geliştirilen anket kullanılmıştır. Anket üç bölümden oluşmaktadır: Birinci bölümde öğrencilere ait betimsel bilgilerin; ikinci bölümde öğrencilerin Türkçe dersine yönelik önyargılarının tespiti amacıyla hazırlanmış sorular vardır. Üçüncü bölümde ise öğrencilerin kendi konuşma becerilerine yönelik düşünce ve tutumlarının belirlenmesi amacıyla geliştirilen bir tutum ölçeği yer almaktadır. Ayrıca testin güvenirliliği için alfa testi yapılmıştır.

Anketin üçüncü bölümünde öğrencilerin konuşma becerisi hususundaki tutumlarını belirlemek için likert tipi beşli derecelendirme ölçeği yer almaktadır. Ölçek, “tamamen katılıyorum”, “katılıyorum”, “kararsızım”, “katılmıyorum,” “kesinlikle katılmıyorum” seçeneklerinden oluşmaktadır. Verilen cevaplar “kesinlikle katılmıyorum””dan “tamamen katılıyorum””a 1’den 5’e doğru puanlar verilerek, olumsuz ifadeler için ise tamamen tersi bir puanlama ile kodlanmıştır.

 4.4.Anket Formunun Uygulanması

 Aynı anket formu, süreç içerisinde algı, tutum ve davranış değişikliğinin çok daha iyi gözlemlenebilmesi amacıyla 2011-2012 eğitim öğretim yılının başında ve sonunda olmak üzere toplamda iki defa  evren ve örneklem kısmında belirtilen deneklere araştırmacılar tarafından uygulanmış ve elde edilen veriler SPSS 10.0 programı yardımıyla çözümlenmiştir. Toplanan verilerin işlenmesinde aritmetik ortalama, standart sapma, frekans, yüzde, t testi ve F testi (ANOVA) kullanılmıştır.

5.Bulgular ve Yorum

 Bu bölümde uygulamadan elde edilen verilerin işlenmesi sonucu ulaşılan bulgular ve yorumlara yer verilmiştir.

 Tablo 1. Öğrencilerin, Öğretim Yılının ilk haftalarında Türkçe Dersinin Konuşma Yeteneğine Etkisine İlişkin Görüşleri

Türkçe derslerinin günlük hayattaki konuşmalarınıza olumlu etki yarattığını düşünüyor musunuz? Evet Hayır
F % f %
Beşinci sınıf öğrencileri 41 85.4 7 14.6
Altıncı sınıf öğrencileri 52 92.8 4 7.2
Toplam 93 89.4 11 10.6

Tablo 1. incelendiğinde beşinci sınıf öğrencilerinin Türkçe dersinin günlük hayattaki konuşmalarına olumlu etki yarattığına dair verinin (%85.4) altıncı sınıf öğrencilerinin benzer fikirde olanlardan elde edilen veriden (92.8) düşük olduğu anlaşılmaktadır. Altıncı sınıf öğrencilerin, bir yıl önce yani beşinci sınıftayken Türkçe derslerindeki branşlaşmayla birtakım yaratıcı konuşma etkinlikleriyle daha önceden tanıştıkları düşünülürse beşinci sınıfta branş öğretmeni tarafından yaratıcı konuşma etkinliklerine yer verilmesinin öğrencilerin Türkçe dersinin konuşma becerisine katkısı yönünde olumlu düşünceler geliştirdiği şeklinde yorumlanabilir. Bu araştırmanın sene başında yapılması hazır bulunuşluğun tespiti açısından önem teşkil etmektedir.

 Tablo 2. Öğrencilerin, Öğretim Yılının Son haftalarında Türkçe Dersinin Konuşma Yeteneğine Etkisine İlişkin Görüşleri

Türkçe derslerinin günlük hayattaki konuşmalarınıza olumlu etki yarattığını düşünüyor musunuz? Evet Hayır
f % f %
Beşinci sınıf öğrencileri 46 95.8 2 4.2
Altıncı sınıf öğrencileri 55 98.2 1 1.8
Toplam 101 97.1 3 2.9

 Tablo 2. incelendiğinde daha önce tablo 1.’de beşinci sınıf öğrencilerinin Türkçe derslerinin konuşma becerisine olumlu etki yarattığı konusundaki verinin (% 85.4) aynı öğrencilerin yaratıcı konuşma etkinliklerine katılımından sonra elde edilen verilerde (tablo 2.) %95.8’e yükseldiği gözlenmektedir. Altıncı sınıflar açısından aynı durum değerlendirildiğinde daha önce –tablo 1. verilerine göre- %92.8 olan verinin sene sonunda 98.2’ye yükseldiği görülmektedir. Türkçe derslerinde sıradanlıktan uzaklaşan bu etkinliklerin ilerleyen yıllarda da kullanılması Türkçe dersinin konuşma becerisine katkısı yönündeki olumlu düşüncelerin zamanla %100’e yaklaşacağı ve bunun öneminin giderek daha da artacağı şeklinde yorumlanabilir.

Tablo 3. Öğretim Yılının İlk Haftalarında Öğrencilerin Hazırlıksız Konuşmalarına Dair Yeterlilikleri

Sınıf grupları Konuşma etkinliklerine gönüllü katılım oranı Hazırlıksız konuşma sürelerinin ortalamaları (dakika) Kullanılan kelime çeşitliliğinin ortalaması
Beşinci sınıf öğrencileri %32.4 1.3 33
Altıncı sınıf öğrencileri %78.7 2.1 64
Ortalama %55.5 1.7 48.5

Tablo 3. incelendiğinde konuşmalara gönüllü olarak katılmak isteyen beşinci sınıf öğrencilerinin yüzdelik oranın (%32.4) altıncı sınıf öğrencilerinin yüzdelik oranlarına (%78.7) nazaran son derece düşük olduğu gözlenmektedir. Bu da öğrencilerin sınıf öğretmenlerinden kopup branş öğretmeni ile ders işlemeye başladığı ilk dönemlerde konuşma etkinliklerine katılımda çekimser davrandıkları düşüncesini desteklemektedir.

Konuşma etkinliklerine gönüllü olarak katılan öğrencilerin konuşma süreleri incelendiğinde beşinci sınıf öğrencilerinin ortalama 1.3 dakika, altıncı sınıf öğrencilerinin ise ortalama 2.1 dakika konuşma eylemi içerisinde oldukları gözlemlenmiştir. Bu konuşma sürelerinde öğrencilerin asalak ses olarak da tabir edilen bazı ünlülerin (e, ı, a vb.) uzatılması yoluna gittikleri de araştırmacılar tarafından ifade edilmiştir. Kullanılan kelime çeşitliliğinin de sayı olarak azlığı düşünülürse öğrencilerin hazırlıksız konuşma becerisi son derece yetersizdir. Ayrıca bu tablonun oluşturulmasında mikro öğretim tekniği kullanılmıştır. Videoya kaydedilen görüntüler ve elde edilen sonuçlar öğrencilerce de tartışılmıştır. Somut hataların göz önüne serilmesi yoluyla öğrenciler bu konudaki farkındalık seviyelerini yükseltmişlerdir ve sene sonunda yapılan araştırmalarla da bu gelişim desteklenmiştir.

Tablo 4. Öğretim Yılının Son Haftalarında Öğrencilerin Hazırlıksız Konuşmalarına Dair Yeterlilikleri

Sınıf grupları Konuşma etkinliklerine gönüllü katılım oranı Hazırlıksız konuşma sürelerinin ortalamaları (dakika) Kullanılan kelime çeşitliliğinin ortalaması
Beşinci sınıf öğrencileri %72.6 2.4 56
Altıncı sınıf öğrencileri %92.5 3.3 105
Ortalama %82.5 2.8 85

Her iki tablo (tablo 3. ve tablo 4.) karşılaştırıldığında beşinci sınıf öğrencilerinde konuşma etkinliklerine gönüllü katılımında %40.2, altıncı sınıf öğrencilerinin konuşma etkinliklerine gönüllü katılımında %13.8 bir artış olduğu gözlemleniyor. Buna paralel olarak ortalama konuşma sürelerinin ve kullanılan kelime çeşitliliğinin de arttığı düşünülürse öğrencilerde davranış değişikliğinin yani olumlu öğrenmenin pozitif yönde ilerlediği görüşüne ulaşılabilir.

Kullanılan mikro öğretim tekniğinde gözlemlendiği üzere sene sonu yapılan değerlendirmelerde asalak seslerin kullanım oranı da büyük oranda azalmıştır. Öğrencilerin konuşma eylemi içerisinde oldukları süre boyunca zihin haritaları ile desteklendiğinden akıcı bir konuşma sergiledikleri gözlemlenmiştir.

6.Türkçe Derslerinde Konuşma Eğitimi

 

Türkçe öğretmenleri çoğunlukla kendilerine Milli Eğitim Müdürlüğünce verilen İlköğretim Türkçe Öğretmen Kılavuz Kitabı’nda belirtilen hususlara göre hareket etmektedirler. Ayrıca ilgili bakanlığın internet sitesinden duyurular bölümlerinde belirtilen tebliğlere de uymaktadırlar.

Öğrencilere sözlü anlatım bakımından ilköğretimin ikinci kademesinin sonuna kadar kazandırılması hedeflenen davranışlar (bilgi, beceri ve alışkanlıklar) Türkçe Öğretim Programı’nda (MEB 1995) on sekiz madde halinde belirtilmiş. Bu kazanımlar, somut hedef koyma yolunda atılan önemli bir adım atma olarak değerlendirilmelidir. Ancak şimdiye kadar yapılan araştırmaların bütünü ele alındığında ve aradan geçen süreye rağmen konuşma eğitimi dalında standart ve büyük oranda başarıya götüren bir program uygulanamamıştır. Öğretmenlere kılavuzluk eden kitaplarda öğretmen merkezli yaklaşımlar tercih edilmiş, birbirinin tekrarı yönergeler kullanılmış ve öğrenciler aktif olarak konuşma etkinliklerine dâhil edilememiştir. “Dil becerileri bir bütündür ve birbirinden ayrı düşünülemez” ilkesiyle sadece öğretmenden yeri geldiğinde düzeltme yapması beklenmiştir. Oysa yeri geldiğinde yapılan düzeltmeler konuşma becerisine odaklanmayı ve bunu başlı başına bir konu olarak ele almayı daima ötelemiştir. Ayrıca yeri geldiğinde yapılan düzeltmeler konuşmacı öğrencilerin konularından uzaklaşmasına ve sonraki süreçlerde bu tür etkinliklere katılma konusunda çekimser kalmasına neden olmaktadır.

7. Türkçe Derslerinde Konuşma Becerisinin Geliştirilmesinde Yaşanan Sorunlara Yönelik Bir Çözüm Önerisi: Yaratıcı Konuşma Etkinlikleri

 7.1. Konuşma Becerisinin Geliştirilmesi İçin Yapılması Gerekenler

Konuşma becerisinin geliştirilmesi için öncelikle sistemde aktif konumda olan Türkçe öğretmenleri bu dalda kendilerini geliştirmede sınır tanımamalıdırlar ve lisans eğitimi yıllarında aldıkları eğitimlerle yetinmemelidirler. Türkçeyi doğru ve etkili kullanmayan bir Türkçe öğretmeni düşünülemez. Ayrıca Öğretmen Kılavuz Kitabı’nda kendileri için belirtilen ifadelerle de kendilerini sınırlandırmamalılardır. Bu dalda sürekli modern ve eğlenceli konuşma etkinlikleri geliştirilmelidir. Öğrenim gören kişinin çocuk olduğu unutulmamalı ve birçok bilgi ve beceri oyunlarla harmanlanarak öğrencilere aktarılmalıdır. Ayrıca yeri geldiğinde bu etkinlilere aileler de dâhil edilmeli ve farkındalık yüzdesi arttırılmalıdır.

Öğretmen yetiştiren kurumların doğru ve etkili Türkçe kullanımı (diksiyon) dalında birer uzman bulundurmaları zorunlu kılınmalıdır. Öğretmenin yaşam boyu model olduğu ilkesinden hareketle tıpkı Güzel Sanatlar Fakültesi’ne olduğu gibi gerek öğretmen seçimi sırasında gerekse göreve başlamadan önce öğretmenlerde diksiyon kullanımı konusunda yetkinlik aranmalıdır.

 7.2. Konuşma Engelleri

 Öğrenci düzeyinde konuşma engellerini;

a- öz güven eksikliği,

b- sesi ve soluğu denetim altına alamama,

c- Türkçenin temel yapı bilgisine hakim olamama,

d- boğumlanma bozuklukları,

e- düşünce yapısının olgunlaşmamış olması,

f- fizyolojik rahatsızlıklar,

g- komik ve lider olma kaygısı,

h- beden dilini etkin kullanamama,

ı- kekemelik gibi psikolojik rahatsızlıklar olarak sıralamak mümkündür.

7.3. Konuşma Becerisini Geliştiren Öğretmen Davranışları

 Öncelikle öğretmenler konuşma becerisi konusunda kendi öz yeterliliklerini test etmeli ve gerekirse bu konuda profesyonel yardım almalı, öğrencilerine tam ve doğru bir model olmalıdır. Öğretmen, yaratıcı konuşma etkinlikleri tasarlamalı, drama eğitimi almalı ve öğrencileriyle yaratıcı drama etkinlikleri yapmalıdır. Öğrenci merkezli bir eğitim metodu uygulanmalı, bu süreçte yaş gruplarına göre eğitsel oyunlar tercih edilmelidir. Ayrıca öğretmen, eğitim öğretim yılı içinde bakanlık dışında üniversitelerin ve çeşitli eğitim kurumlarının düzenlediği hizmet içi eğitim seminerlerine de katılmalıdır.  Bunun yanında öğretmen, üniversiteler ile işbirliğinde bulunmalı ve akademik danışmanlık edecek akademisyenlerle temasa geçmelidir. Teknoloji kullanımının zirveye taşındığı günümüzde derslerde teknoloji kullanımı da göz ardı edilmemelidir.

7.4. Türkçe Derslerinde Kullanılabilecek Yaratıcı Konuşma Etkinlikleri

 Türkçe derslerindeki konuşma etkinlikleri incelendiğinde bunların daha çok öğretmen merkezli olarak sorulan ucu açık sorularla gerçekleştirildiği ve eksikliklerin de yeri geldiğinde düzeltme metoduyla giderilmeye çalışıldığı gözlenmektedir. Kılavuz kitaplarda öğretmenlere rehberlik edebilecek tutum ölçekleri de yeterince ve hizmete uygun biçimde kullanılmadığından öğrencilerin konuşma becerilerinde gözlemlenen ilerleme hızı son derece düşüktür. Bu manadaki araştırmalara zamanla anı, masal, öykü anlatma; tahmin etme, tartışma, söz korosu, beyin fırtınası ve Karagöz-Hacivat oynatma gibi teknikler konu olmuştur. Ancak bu etkinliklerde yıllardır süregelen benzer teknikler kullanıldığı için etkinlikler zamanla etkinliğini yitirmiştir. Bunlara bir seçenek olarak yaratıcı konuşma etkinlikleri de sınıflarda uygulanabilmektedir.

Yaratıcı konuşma etkinliklerini örneklerle ifade etmek ve sayfa sayısı sınırlı akademik çalışmalarda ayrıntılı anlatabilmek son derece güçtür. Bu etkinlikler drama etkinlikleri ve eğitsel oyunlar olarak iki ana başlık altında toplanabilir. Aşağıda belirtilen etkinlikler araştırıldığında ve gerekli eğitimler öğretmenler tarafından tamamlandığında bu etkinliklerin “bulgular ve yorumlar” kısmında da belirtildiği gibi konuşma becerisine katkısının olabileceği söylenebilir:

7.4.1. Drama Etkinlikleri:

Türkçe derslerinde yaratıcı drama etkinliklerine yer vermek öğrencilere öz güven kazandırdığı gibi öğrencilerin konuşma becerilerine de olumlu etki etmektedir.

 

7.4.2. Eğitsel Oyunlar:

Çocukların yaş gurupları göz önünde bulundurulduğunda oyun, çocuklara ders dışı bir etkinlik gibi gelmektedir. Yaratıcı konuşma etkinlikleri, özellikle ölmeye yüz tutmuş geleneksel çocuk oyunları ile harmanlandığında çocuklar eğlence içinde birtakım kazanımları elde edebilmektedirler.

 7.5. Karşılaşılan Güçlükler  

 Türkçe derslerinde bu etkinliklere yer verirken çeşitli güçlüklerle de karşılaşılabilinmektedir. Müfredat yetiştirme ve ders kitabındaki metinleri bitirme telaşı içindeki bir Türkçe öğretmeni için en büyük olumsuzluk ders saatinin yetersizliğidir. 5-6 ders saati ile sınırlı olan ana dilimiz için bu süre oldukça yetersizdir. Öğrencilerin bu süre içinde temel dil becerilerinin kazanımlarını gerektiği şekilde elde etmeleri mümkün değildir.

 8. Sonuç  

Günümüzde birçok bireyin yüksek öğrenimini tamamladıktan sonra bile konuşma becerisindeki eksikliklerini gidermek için kişisel gelişim kurslarında diksiyon eğitimi aldığı gözlemlenmektedir. Oysa konuşma becerisindeki sorunlara daha ilköğretimin ilk yıllarında değinilmeli ve bu sorunlara eğitim yolu ile çözüm bulunmalıdır. Bulgu ve yorumlar bölümünde yaratıcı konuşma etkinliklerinin öğrencilerin tutumlarına ve konuşma yeterliliklerine olumlu etki yarattığı gözlemlenmiştir. Derslerde bu tür etkinliklere sıkça yer verildiği ve bu etkinliklere yenileri eklendiği sürece ana dili öğretimi yeni renkler kazanarak zenginleşmeye devam edecektir.

Dil eğitiminde salt beyne bilgi yüklenmesi işi ve dilin yapı bilgisinin öğrencilerce kazanılması birinci amaç olmamalıdır. Bunun yerine birinci sıraya başta konuşma becerisi olmak üzere temel dil becerilerinin kazanımı asıl amaç olmalıdır. Sağlıklı iletişim kuran bireylerle her türlü kazanım alışverişinde bulunulabilinmektedir. Her öğrencinin düşüncesini rahatlıkla ortaya koyabilmesi uygun ortamların sağlanması koşuluyla mümkün olacağından bu konu üzerinde önemle durulmalı ve öğretmen her zaman teşvik edici konumda olmalıdır.

Bunun yanında konuşma becerisinin gelişiminde öğretmenin en gerçekçi model olduğu unutulmamalı ve eğitim sistemimizde ana dilimiz Türkçeyi doğru ve etkili konuşun öğretmenlerimiz mevcut kılınmalıdır.

Kaynakça

 AKTAŞ, Ş. GÜNDÜZ, O. Yazılı ve Sözlü Anlatım, Akçağ Yay., Ankara, 2001.

BALÇIN, A.Mahmut, Güzel ve Etkileyici Konuşma Kuralları, Örnek ve Çözümleri, G.Ü İletişim Fak. Basımevi Ankara, 1996.

BURDURLU, İ.  Z. KANTARCI, İ. (1971). Ortaöğretimde Türkçe Öğretimi. İzmir.

DEMİREL, Ö. İlköğretim Okullarında Türkçe Öğretimi, MEB Yay., İstanbul, 1999.

ERGENÇ, İ. Konuşma Dili ve Türkçenin Söyleyiş Sözlüğü, Simurg Yay., Ankara, 1995.

İZGÖREN, M. K. Onlarla Dil Öğretimi, Academyplus Yay., Ankara, 1999.

KURUDAYIOĞLU, M. (2003). Konuşma Eğitimi ve Konuşma Becerisini Geliştirmeye Yönelik Etkinlikler. Türklük Bilimi Araştırmaları, (TURBAR), s.13.

ÖZ, F. Uygulamalı Türkçe Öğretimi, Anı Yay., Ankara, 2001.

ÖZBAY, Murat, Ana Dili Eğitiminde Konuşma Becerisini Geliştirme Teknikleri, Journal Of University, 16 Fall, 2005.

ÖZBAY, M. (Kış, 2005). “Sesle İlgili Kavramlar ve Konuşma Eğitimi”. Milli Eğitim, S. 121.

RIZA, E. T. Yaratıcılığı Geliştirme Teknikleri, İzmir, 1999.

SEVER, S. Türkçe Öğretimi ve Tam Öğrenme, Anı Yay., Ankara, 1997.

TAŞER, Suat, Konuşma Eğitimi, Papirüs Yayınevi, İstanbul, 2011.

 

Özel PEV Okulları Türkçe Zümre Başkanı