Menü

Hayata İz Bırak!

20 Ocak 2017 - Makaleler
Hayata İz Bırak!

Hayatta uğruna savaşabilecek şeyleri olmalı insanın. Uğruna dövüşmekten çekinmeyeceği bir şeyleri, aynı kaderi paylaşmaktan onur duyacağı dostları, arkasında durmaktan gurur duyacağı kocaman bir ailesi olmalı…

Peşinden gittiğine asla pişman olmayacağın hayallerin olsun mesela. Daha mutlu, daha huzurlu yaşama isteğinden asla vazgeçme. Memleketini çok sev. Her şeye rağmen, çok sev memleketini. İnsanını çok sev. Sana yaptıklarını ya da yapmadıklarını onların ruhlarının yoksunluğuna ve gönüllerinin yarımlığına ver ama yine de çok sev insanını.

Uğruna savaşacak şeylerin olmalı hayatta. Bu konularda tercih hakkın yoktur; Konuşabilecekken susmayı tercih etmeye hakkın yok mesela. Biliyorken bilmiyormuş gibi davranmaya hakkın yok. Akıl verebilecekken akla muhtaç dolaşmaya hakkın yok. İlham verebilecekken insanlara, baş ağrıtan, can sıkan insanlardan olmaya hakkın yok. Kocaman gönül sahibiyken, kimseyi sevmiyormuş gibi davranmaya hakkın yok. Mutlu olabilecekken, çözümü olan problemler yüzünden mutsuzluğa, karanlığa gömülmeye hakkın yok. Kazanabilecekken kaybetmeye, razı olmaya hakkın yok. Kahraman gibi yaşayıp iz bırakabilecekken hayatta, niyazi gibi dolaşıp gitmeye hakkın yok.

Hayata iz bırakmayı dene. Seni tanıyan insanlar üzerinde iz bırak; onların sana yaptıkları kötülükleri, haksızlıkları yok sayıp daha büyük olmayı becerebilirsen tabii. Seninle yaşayan, sana değen insanlar üzerinde iz bırak; çıkabilecek tüm iletişim problemlerini çözüp daha büyük olmayı becerebilirsen tabii. Seni görmeden, bilmeden duyan insanlar üzerinde iz bırak; çalışmaktan yorulmuyorsan tabii. Öyle bir iz bırak ki, yokluğun derin hissedilsin hayatta, varlığın için şükredilsin. Öyle şeyler yap ki hatırlansın, konuşulsun yıllarca. İz bırak hayata, bunu yapmanın da tek bir yolu var: Mücadele ruhu ve cesaret. Hayatta ancak böyle iz bırakılabiliyor. Mücadeleden asla vazgeçme, umutsuzluğa kapılma, cesaretini hiç bir şeyin kırmasına izin verme.

Şimdi kendine bir söz ver. “O benden daha akıllı.” demeyeceksin. “O benden daha çalışkan.” demeyeceksin. “O yapamıyorsa ben hiç yapamam.” demeyeceksin. “Kimse beni anlamıyor. ”un modası geçti. “Her şey üst üste geliyor, her şey beni buluyor.” un modası geçti. Bunlara kendini hapsedip hayatını zehretme. Kimse bana güvenmiyor, kimse bana destek olmuyor diyerek ayaklarına kurşun sıkma. Daha büyük ol ve daha büyük düşün. Denemeye devam et. Sürekli olumsuzluk üretip bunların esiri olma ve şükretmeyi de asla unutma.

Elbette yaptığın pek çok işte seni olumsuz eleştirenler olacak. Becerebiliyorsan onlara ağızlarının payını ver de için rahatlasın. Öğrenmeye asla doyma. Seni kuvvetli, kudretli yapacak şey bu. Bu, hayat senin! Onu kimsenin eline bırakamazsın. Onu kimsenin sözcüklerine teslim edemezsin. Başkalarının yorumlarına, değerlendirmelerine mahkûm edemezsin. Yoksunluğa, yoksulluğa, yalnızlığa esir edemezsin. Bu, senin hayatın! Onu layıkıyla yaşamak için elinden geleni yapmak zorundasın. Onu kimsenin kirletmesine izin verme. Kimse senin hayatını sana erteletemez. Kimse senin hayatına senden daha çok sahip çıkamaz, buna asla izin verme.

Sana bazen birileri “Olmayacak, boşver, vazgeç.” diyecektir. Aklını, gönlünü karıştırmalarına izin vermeyeceksin.  Artık vazgeçemezsin. Sorumlulukların var. Bu ülkenin yetişmiş, okumuş insanlarından biri olarak artık vazgeçemezsin. Toprağın altında bu vatan için yatanlara karşı da sorumlulukların var. Bak! “Baba n’olur, gitme!” diyor küçük kız, şehit cenazesinde. O kıza karşı da sorumluluğun var. Bu vatana sorumluluğun var, bu vatana!  Anadolu’da açlığa, sefalete, yalnızlığa terk edilmiş binlerce insan sayarım sana. Onlara karşı sorumluluğun yok mu? Senin gidip insanlığa enerji olman gerekmez mi? Hayat olman gerekmez mi? Nefes olman gerekmez mi? Gelecek olman gerekmez mi? Bu ülkenin insanlarına karşı, bu vatana bu topraklara karşı sorumluluğun yok mu? Bence var. Artık vazgeçemezsin.

Benim sana olan inancım tam. Benim sana olan inancım, kafandaki tüm korkulardan daha büyük. Benim sana olan inancım, tüm endişelerinden daha güçlü. Benim sana olan inancım, beynini kemiren tüm olumsuz düşüncelerden daha çok. İstediğin, hayal ettiğin hayatı yaşayabileceğine, bu topraklara, bu insanlara faydalı olabileceğine olan inancım, dayanabileceğine, sonuna kadar götürebileceğine olan inancım tam. Çalışmaktan, uykusuzluktan, sürekli denemekten, yine olmadılardan çekinme. Akıt gözyaşlarını, sel olsun gitsin ki sabah daha büyük bir azimle, daha büyük bir istekle, daha büyük bir heyecanla, daha büyük bir hırsla çalışmaya başla. Geriye tek bir şey kalıyor; o da senin sana olan inancın. Kendine inan, gerisi gelecektir. Kazandıklarına sen bile şaşıracaksın.

Şimdi, o bulunduğun yerden silkinip kalkma zamanı. Şimdi, kaçtığın o düşüncelerle savaşma zamanı. Şimdi, yok saydığın o hayallerine dört elle sarılma zamanı. Şimdi, kaybettiğin “kendin”i bulma zamanı. En güçsüz hissettiğin anın, dirilmeye en yakın an olduğunu unutma.

O zaman; istediğim, hak ettiğim hayat buydu demeden vazgeçmek yok, susmak yok. Ben, bunu yapabileceğine gönülden inanıyorum.

Sevgi, cesaret, güven ve tutkuyla yaşaman dileğiyle, hoşça kal.

Denizli Özel PEV Amiroğlu Fen Lisesi Rehber Öğretmen